Depresyon, çağımızın en sık rastlanan ruh sağlığı sorunlarından biri olarak karşımıza çıkmakta. Ancak bu yaygınlık, konu hakkında dolaşan yanılgıları ve mitleri de beraberinde getirmekte. Bu yazıda, depresyonla ilgili en yaygın mitleri bilimsel veriler ışığında ele alacak ve gerçekleri sizlerle paylaşacağım. Amacımız, depresyon konusunda farkındalığı artırmak ve bu konuda yardım arayanlara yol göstermek.
Mit 1: “Depresyon Sadece Kötü Bir Ruh Halidir”
Depresyon, sıkça yanlış anlaşılan bir durumdur. Toplumda yaygın olan “depresyon sadece kötü bir ruh halidir” inancı, bu psikolojik durumun ciddiyetini ve etkisini küçümsemekte. Ancak Amerikan Psikiyatri Birliği (APA, 2013) tarafından yapılan açıklamalarda depresyonun, bireyin işlevselliğini önemli ölçüde etkileyen ciddi bir ruh sağlığı sorunu olduğu vurgulanmaktadır. Depresyon, sürekli bir üzüntü durumu, ilgi kaybı, enerji düşüklüğü gibi bir dizi semptomla kendini gösterir ve profesyonel müdahale gerektirir.
Mit 2: “Depresyon Kendi Başına Geçer”
Birçok kişi, depresyonun zamanla kendiliğinden geçeceğine inanır. Ne yazık ki bu, depresyondaki bireylerin yardım aramaktan çekinmelerine neden olabilir. Ancak yapılan çalışmalar, depresyonun tedavi edilmediğinde kronikleşebileceğini ve bireyin yaşam kalitesini uzun vadede olumsuz etkileyebileceğini göstermektedir (Kessler et al., 2005). Bu nedenle, erken müdahale ve profesyonel destek hayati öneme sahiptir.
Mit 3: “Depresyon Zayıflığın Bir İşaretidir”
Toplumsal stigma, depresyonun bir zayıflık işareti olduğu yönündeki yanılgıyı beslemektedir. Bu, birçok kişinin yardım aramaktan çekinmesine ve durumlarını saklamaya çalışmasına neden olur. Ancak depresyon, bireyin iradesinin ötesinde, biyolojik, psikolojik ve sosyal faktörlerin etkileşimi sonucu gelişen kompleks bir durumdur (World Health Organization, 2017). Bu nedenle, depresyonla mücadele güçlülük değil, profesyonel destek gerektirir.
Mit 4: “Depresyon Tedavisi Sadece İlaçla Mümkündür”
Depresyon tedavisinde ilaçlar önemli bir rol oynasa da, tedavi yalnızca ilaçlara dayalı değildir. Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT) gibi psikoterapi yöntemleri de depresyon tedavisinde etkili olarak kullanılmaktadır (Hofmann, Asmundson, & Beck, 2013). Bu terapiler, bireyin düşünce ve davranışlarını değiştirerek depresyonla başa çıkmalarına yardımcı olur. Orta ve şiddetli seviyede depresyon için en etkili yöntem ilaç ve psikoterapiyi içeren kombine bir tedavidir.
Yardım Arayın
Eğer siz veya tanıdığınız biri depresyonla mücadele ediyorsa, profesyonel yardım almak önemlidir. Bu konuda destek almak için buraya tıklayarak onlive veya yüzyüze psikoterapi randevusu alabilirsiniz.
Depresyon, mücadele edilmesi gereken ciddi bir sağlık sorunudur. Ancak doğru bilgi ve profesyonel destekle, bu mücadeleden galip çıkmak mümkündür. Unutmayın, depresyonla mücadelede yalnız değilsiniz.
Kaynakça
- American Psychiatric Association. (2013). Diagnostic and statistical manual of mental disorders (5th ed.). Washington, DC: Author.
- Hofmann, S. G., Asmundson, G. J., & Beck, A. T. (2013). The science of cognitive therapy. Behavior Therapy, 44(2), 199-212.
- Kessler, R. C., Berglund, P., Demler, O., Jin, R., Koretz, D., Merikangas, K. R., … & Wang, P. S. (2005). Lifetime prevalence and age-of-onset distributions of DSM-IV disorders in the National Comorbidity Survey Replication. Archives of General Psychiatry, 62(6), 593-602.
- World Health Organization. (2017). Depression and other common mental disorders: Global health estimates. Geneva: World Health Organization.